Türk
Osmanlı saray mimarisinin son örneği olan Yıldız Sarayı, Beşiktaş semtinin
Yıldız tepesinde yer alır. Kanuni Sultan Süleyman döneminden (1520-1566)
itibaren padişahlar tarafından av sahası olarak kullanılan ve Hazine-i Hassa’ya
kayıtlı bu araziye ilk kasrı Sultan I. Ahmed yaptırmıştır. 18. yy sonunda
Sultan III. Selim, validesi Mihrişah Sultan için Yıldız Kasrı'nı, babası için
de bir çeşme yaptırmıştır. Genellikle yaz aylarında Yıldız Köşkü'nde oturan
Sultan Abdülaziz ise Büyük Mabeyn Köşkü’nü inşa ettirmiş, daha sonra dış
bahçeye Malta ve Çadır Köşklerini, asıl kısmına da Çit Kasrı’nı eklemiştir.
Sarayda asıl yapılaşma Sultan II. Abdülhamid döneminde (1876-1909) başlamış ve
buraya Yıldız Saray-ı Hümayunu adı verilmiştir. Bu dönemde saray, padişahın
özel yaşamına ait mekanlarla birlikte, resmi görevlilere tahsis edilen binaları,
tamirhane, marangozhane gibi atölyeleri ve tiyatro, müze, kitaplık gibi kültür
ve sanat yapılarını da kapsamaktadır. Saray, Hasbahçe adıyla bilinen, doğal
nehir görünümünde bir de havuzu bulunan iç bahçeye sahiptir. Bu bahçenin
değişik yerlerinde birbirinden bağımsız olarak inşa edilmiş küçük dinlenme
köşkleri bulunmaktadır.
Sultan Vahdettin’den sonra bir süre boş kalan saray binaları, 1924 yılında
Erkan-ı Harbiye Mektebi’ne tahsis edilmiştir. 1946 yılında Harp Akademileri’ne
bırakılan saray, 1978 yılında Kültür Bakanlığına devredilmiş, “Yıldız Sarayı
Müzesi Müdürlüğü” adıyla 1993 yılından itibaren müzeleştirilmeye başlanmıştır.