ÇIRAĞAN SARAYI

ÇIRAĞAN SARAYI

17. yüzyılda saraydan çok Kazancıoğlu Bahçeleri olarak bilinen Çırağan Sarayı, o yıllarda Osmanlı padişahı III. Ahmet tarafından dönemin Vezir-i azamı olan İbrahim Paşa’ya armağan edilmiştir. Çırağan Sarayı İstanbul'da, Beşiktaş ile Ortaköy semtleri arasında bir konumda yer almaktadır. Batı mimarisinden ilham alınarak yapılan sarayın içi süslemeleri, oldukça şık ve dikkat çekicidir. İstanbul’un en değerli yapıları arasında yer alan Çırağan Sarayı, Beşiktaş ile Ortaköy arasında kalan bir noktadadır. Ünlü sarayın inşası 1871 yılında, Abdülaziz döneminde tamamlanmıştır. Bu yapının yerinde önceleri Lale Devri’ne ait eski bir saray bulunmaktaydı.

Bugünkü Çırağan Sarayı mimarisinin ihtişamına ulaşması için yaklaşık 4 milyon altın harcanmıştır. Öyle ki dış devletlere dahi Çırağan Sarayı’nın yapımı için borçlanılmıştır.

İspanyol Elhamra Sarayı’nın mimarisi ile aralarında benzerlik olmasındaki en önemli neden mimarının Nikoğos Balyan olmasıdır. Çırağan Sarayı, bugünkü mimarisine ulaşana kadar birçok kez yıkılmış ve tekrardan inşa edilmiştir. Son hali olan günümüzdeki Çırağan Sarayı mimarisi Cumhuriyet Dönemi‘ne aittir. Lale Devri eğlencelerine verilen Çırağan ismi, ünlü sarayın da ismi olmuştur. Çırağan Sarayı’nın önemli bir özelliği de Osmanlı Dönemi’nde kısa bir süre de olsa kraliyet ikametgahı olarak kullanılmış olmasıdır. Farsça’da ışık anlamı taşıyan Çırağan ismi, İbrahim Paşa tarafından bu saraya verilmiştir. Sultan II. Mahmut tarafından yıkılarak yeniden inşa edilmesi kararlaştırılmıştır. Çevresinde bulunan cami ve okul yıkılarak ahşap mimaride olan saraya klasik bir mimari kazandırılmıştır. 1857 yılında Abdülmecid tarafından tekrardan yıkılan Çırağan Sarayı batı mimarisinden esinlenerek yapılmaya başlansa da, Abdülmecid’in ölümü üzerine sarayın inşası yarım kalmıştır.

Çırağan Sarayı İstanbul’un Beşiktaş ilçesinde yer alan popüler bir saraydır. Günümüzde önemli düğün ve organizasyonlara ev sahipliği yapan Çırağan Sarayı, gösterişli mimarisi ve konumu ile pek çok kişinin ilgisini çekmektedir. Tarihin en önemli yapılarından biri olmasından dolayı, İstanbul’un tarihi kimliğine önemli bir değer katmaktadır. Bu nedenle İstanbul’da gezilecek yerlerin başında Çırağan Sarayı yer almaktadır. Şimdilerde Çırağan Palace Kempinski Oteli olarak insanların hizmetine sunulmuş durumdadır. İstanbul’un merkezi bir konumunda yer almasından dolayı birçok ulaşım aracı ve taksi ile Çırağan Sarayı’na ulaşmak oldukça kolaydır.

Çırağan Sarayı ilk bakışta oldukça görkemli duruşu ile dikkat çeken bir mimariye sahiptir. Diğer yandan tarihin pek çok önde gelen mimari üsluplarından esinlenmiş olarak inşa edildiği görülmektedir. Bunlardan biri olan oryantalist vurgular, Çırağan Sarayı’nın birçok yerinde dikkatleri çekmektedir. En çok batı mimarisi esas alınarak yapılmış olan sarayın süslemeleri de aynı çizgide yapılmıştır. Geometrik süslemelerin yoğunlukta olduğu iç mekanların bütün unsurları birbiri ile ahenkli bir uyum içinde yapılmıştır. Çırağan Sarayı’nın mimarisinde emeği geçen pek çok kişi, sarayın süslemelerinde geometrik bir uyum yakalamaya çaba göstermişlerdir. Sarayın dış cephe mimarisinde ise klasik bir tarz dikkatleri çekmektedir. İç kısımlarda oryantalist bir tarzın hakim olması, iç ve dış mimarı açısından tezatlık oluşmasına neden olmaktadır.

17. yüzyılda Kazancılar Bahçeleri olarak bilinen saray, Lale Devri‘nin de en önemli simgelerinden biriydi. O dönemde tahtta olan III. Ahmed veziri azamı İbrahim Paşa’ya hediye edilmesi için bu büyük eseri yaptırmıştır. Geçirdiği yıllar içerisinde birçok kez zarar gören, restore edilen saray 1871 yılında Abdülaziz tarafından tamamlanmış ve barok mimarisiyle yeniden canlandırılmıştır. Çırağan Sarayı’nın tarihimiz açısından kıymetli bir noktada bulunmasındaki en önemli etkenlerden biri, eşsiz mimarisinin yanı sıra, tarih boyunca pek çok aşka ev sahipliği yapmış olmasıdır. Ayrıca Çırağan Sarayı 1930 yılında futbol sahası olarak dahi kullanılmıştır. Günümüzde popüler bir otel olarak hizmette olan Çırağan Sarayı’nın tarihi, birkaç kez yıkılıp tekrardan inşa edilmesini de kapsamaktadır. 17. yüzyılda Kazancıoğlu Bahçeleri ismi ile bilinen gösterişli yapının içinde bahçelerin olmasından dolayı bu isimle bilinirdi. Boğazın ender şıklıktaki yapılarından biri olan Çırağan Sarayı, önemli isimlerin konakladığı ve önemli organizasyonlarını yaptıkları bir yer konumundadır.