17.Yüzyılın
önemli eserinden biri olan Sultanahmet Camii, Mimar Sinan’ın yapı anlayışı
içinde inşa edilmiş bir şaheserdir. Sinan’dan sonra Türk mimarlığının
meşalesini ele alan Mimar Sedefkâr Mehmet Ağa’nın ellerinde yükselmiştir.
Bilindiği
gibi caminin banisi Sultan I.Ahmet genç yaşta, henüz 14 yaşında iken Osmanlı
tahtına ( 1603 tarihinde) 14.hükümdar olarak oturmuş ve 14 yıl saltanat
sürdükten sonra 1617’de 28 yaşında vefat etmiştir.
Sultan
I.Ahmet’in dindar bir padişah olduğu bütün kaynaklarda ittifakla
belirtilmiştir. XVII. Yüzyılın başlarına gelindiğinde İstanbul’un belli başlı
tepeleri, her biri bir padişah ismi taşıyan cami ve külliye binaları ile
tutulmuştu. Bununla birlikte Sultan Ahmet, büyük istimlâk paraları ödemek ve
birçok ünlü vezir ve paşa sarayı yıkmak pahasına rabbine bir teşekkür belgesi
olmak üzere, taht şehrinde o zamana kadar görülmemiş güzellikte bir mabed
yükseltmeyi aklına koyar. Baş motifi ve tutkusu, kulluğunu kanıtlayabilmek
üzere o zamana kadar yapılmış olan camilerin en büyüğünü ve güzelini
yaptırır.
Mimar
Mehmet Ağa 1569 -1570 de sarayın sedefkârlık ve mimarlık bölümüne dâhil
olduktan sonra baş mimarlığa geçer.
At
meydanının (hipodrom) kıble yönünde bulunan Ayşe Sultan sarayı denize
bakıyordu, alanı çok geniş ve Topkapı sarayına yakındı, çevresi de fazla meskûn
değildi. Padişah tarafından bu yer uygun görüldü. Adı geçen Ayşe Sultana otuz
bin halis ayarlı altın gönderdi, o da gönül hoşluğu ile mülkünü tapuda hemen
hünkâra devretti.
1018
yılı recep ayının 9.perşembe günü. (Bugünkü takvimle 1609 yılı olduğu kesinde
ayı yaklaşık olarak ekim başı oluyor) Temeline ilk kazmayı bizzat Sultan Ahmet
Han vurdu. Bu kazma bugün Topkapı Sarayı müzesindedir. Temel kazmaya başlanınca
ilk önce Sultan Ahmet Han eteğiyle toprak taşıyarak ''Ya Rab Ahmet kulunun
hizmetidir...''diye dua etmişti. Caminin tamamlanması ise 1026 hicri yılı Cuma
Del-ahiresi ayının 4.günü bugünkü takvimle 9 Haziran 1617 etmektedir. Böylece
inşaat 7 yıl 5 ay 6 gün sürmüştür.
Cami, Medrese, Daru-l
Kurra, Muvakkithane, Sıbyan Mektebi, Arasta, Hamam, İmaret, Darü’ş-şifa ve Türbe’den
oluşan külliyenin merkez yapısı olup bir dış avluyla çevrelenmiştir. Camii
duvarları
ile
sınırlanan ibadet alanı biçim olarak kareye yakın bir dikdörtgendir.
53.50x49.47 (2.646 m2) metrekaredir. Sultanahmet caminin içi dört yapraklı
yonca planına sahiptir. Dört fil ayağı çok etkilidir.
Ana kubbe
43 metre yüksekliğinde ve 23,5 m çapındadır. Bu ölçüler Mehmet ağanın bir
mühendis olarak kabiliyetini gösterir. Caminin içi çok mahirane
yerleştirilen 260 pencere sayesinde ferah bir havaya bürünmüştür.
Pencerelerin yerleştiriliş şeklinden dolayı büyük kubbe sanki havada asılı gibi
durmaktadır.
Bilindiği
gibi, batılılar bu camiye mavi cami anlamında “Blue Mosque” demektedirler. Bu
cami, emsallerinin hiçbirinde olmadığı kadar aydınlık ve ferahtır. Üç sıra
halinde duvarlarda, yarım, merkezi ve köşe kubbelerin kasnaklarında açılmış
sayısız pencereden ışık alan caminin, duvarlarını kaplayan çini ve kalem işi
süslemelerindeki hakim renk olan mavi, camiye bu ismin verilmesinde neden
olmuştur.
Sultanahmet
Camiinde İznik ve Kütahya atölyelerinin 16.yy sonu ve 17.yy başı ürünleri
olarak her biri 16- 18 akçeye satın alınmak üzere 21043 adet çini
kullanılmıştır. Beyaz zemin üzerine çeşitli renklerle meydana getirilen
panolardaki selviler, laleler, sümbüller, narçiçekleri, Rumiler, üzüm
salkımları, Sultanahmet Camii’ndeki güzelliği sağlayan ve ancak Türk
çiniciliğine mazhar olan varlıktır. Sultanahmet Camiinde 50 den fazla muhtelif
desende çini bulunmaktadır.
Sultanahmet
Caminin mihrabı, minberi, hünkâr mahfeli de ayrı birer sanat yapıtıdır. İçi
çiçek dolu motifli çinilerle kaplı olan mihrabı mermerden yapılmış üzerinde
servi motifleri bulunan sütuncuklarla bezenmiştir. Geometrik geçmeli ve
kabartmalı olan minber altın yaldızlıdır. Altın yaldızlı çinilerin sedef
kakmalı kapısı ve ince duvar işlemesiyle hünkâr mahfeli bir başyapıttır.
İlki
bu camide yapılan hünkâr kasrıdaha evvel cami dâhilinde, padişahın namaz
kılması için yapılan hünkâr mahfiline ilk defa bu camide, namaz öncesi ve
sonrasında padişahın istirahat etmesi maksadıyla bir köşk ilave edilmiştir.
Sonraları benimsenerek birçok sultan camisinde uygulanan bu köşk, cami içindeki
hünkâr mahfiline kolayca geçilebilecek köşelerde veya caminin ön cephesinde
inşa edilmiştir.
Caminin
mermer döşemeli iç avlusu 26 sütunun üzerine oturtulmuş 30 kubbeyle örtülü
revakla çevrilidir. Avlunun ortasında altı sütunlu şadırvan vardır.
Altı
minaresi olan yegâne camidir. Minarelerin dördü üçer ikisi’ de ikişer
şerefelidir. Bu caminin inşasından evvel altı minareli cami yalnız Mekke Camii
olduğu için şerefini muhafaza etmek üzere Mekke camiine yedinci olarak bir
minare ilave edilmiştir.
Sultanahmet
Camii, büyüklükte yücelişin, zarafetle ihtişamın, imanla samimiyetin bütünleşip
kaynaştığı ulu bir mabeddir. Onun alçak gönüllü ve dindar banisi caminin
tamamlanmasından kısa bir süre sonra, külliye binaları tamamlanmadan vefat
ederek caminin dış avlusunun kuzeydoğu köşesinde yaptırılan türbede
yatmaktadır.