Yeşil
Külliye’sinin kuşkusuz en tanınmış yapısı Çelebi Mehmed için yaptırılan ve
cephelerini süsleyen yeşil, turkuaz kabartma çinilerin rengiyle anılan Yeşil
Türbe’dir.
Yıldırım Beyazid’in oğlu, Osmanlı padişahlarının beşincisi Çelebi Mehmed
tarafından 1421 yılında yaptırılmıştır. Çelebi Mehmed Osmanlı Devletinin ikinci
kurucusu kabul edilmektedir.34 yıllık mücadelelerle dolu hayatında 24 kez
savaşa katılmış, 40 ayrı yerinden yara almıştır. Yeşil Türbe’nin yapımı
vefatından 40 gün önce tamamlanmış ve vefatı halktan 40 gün gizlendikten sonra
Yeşil Türbe’ye yapımından 80 gün sonra defnedilmiştir.
Çelebi Mehmed’in Yeşil Türbe’deki mezarı Suat Asral’ın dizelerinde ;
“Bursa’nın altın kubbelerinde
Güneşler doğar, güneşler batar…
Yeşil’de bir tepe üzerinde
Çelebi Mehmed yatar…” şeklinde ifade edilmektedir.
Türbe’de ayrıca Çelebi Mehmed’in kızlarından Selçuk Hatun, Hafsa, Ayşe, Sitti
Hatun; oğulları Mahmud ve Yusuf Beyler ve dadıları da gömülüdür.
Yeşil Türbe, Yeşil Külliye içerisinde bulunan Yeşil Camii’nden yüksektedir. Bu
durum alışıla gelmiş bir durum değildir. Yeşil Türbe’nin Yeşil Cami’nden yüksek
olmasının sebebi, Osmanlının zor döneminde dosta düşmana karşı “ayaktayız” mesajını
vermek içindir.
Timur yenilgisi ve kardeşler arasındaki iktidar mücadelesi sonrası Çelebi
Mehmed’in Osmanlı’nın yıkılmadığını ve eskisinden daha parlak eserler
yapabilceğini göztermek amacıyla Yeşil Türbe gösterişli yapılmıştır.
Mimarı Hacı İvaz Paşa’dır.Nakkaşları Ali bin İlyas Ali, Mahmud el Mecnun ve Ali
bin Hacı Ahmed Tebrizi’dir.
En dar yüzü 8,45 metre, en geniş yüzü 8.87 metre olan sekizgen prizma bedene
sahiptir.Beden yüzleri beyaz mermerden yapılmış, çerçeveler ve ayaklar 3,5
metre açıklığı bulunan üzengileri boşta duran sivri kemerleri
taşımaktadır.Güney ve kuzey cephelerinin haricinde, dikdörtgen büyük pencereler
ile sivri kemerli alçı pencereler vardır.Zamanımıza çok az değişikliklerle
gelen cephe girişin doğusundaki ilk yüzdür.Mermer çerçevelerin, sağır
kemerlerin ve pencerelerin etrafı geçme rumi motifli bir bordürle
kaplıdır.Diğer kısımlar turkuaz renkli çinilerle kaplanmıştır.Pencere
alınlıkları koyu lacivert zemin üzerine,ince çizgilerle üç yatay bölüme
ayrılmış sahalarda,ayet ve hadisler yazılıdır.Türbeye yeşil, turkuaz çinilerle
kaplı olmasından dolayı Yeşil Türbe ismi halk tarafından verilmiştir.
Türbe’nin giriş kapısı 1855 depreminde büyük hasar görmüş, 1864’de yapılan
onarımla, horasanla sıvanarak bugünkü görünümüne sokulmuştur. Sağlı sollu
mihrapçıklar, ayakkabılıklar türbe’nin kitabesi 13 dilimli yarım kubbe çeşitli
renk ve motiflerle kabartma renkli sır tekniğinde işlenmiştir.
Rumiler,palmetler,rozet motifleri ile oya gibi işlenen kapı kanatları
zamanımızda da tüm çarpıcılığı ile ortadadır.Bir sanat şaheseri olan kapıyı
Tebrizli Ahmed oğlu Ali yapmıştır.Sekizgen bedeni sıvalı yüksek kasnağa oturan
kurşunlu örtülü büyük bir kubbe örtmektedir.
Duvarlar 2,94 metre yüksekliğe kadar iki bordürle çevrili, altıgen turkuvaz
çinilerle kaplıdır.Bunların aralarında iri madalyonlar yer almaktadır.Türbe
zamanımıza ulaşan en muhteşem çinili mihraba sahiptir.Renkli süsleme sanatının
bir şaheseridir.Givli süs sütunları üç sıra mukarnas,rumi, palmet,kıvrık dal
motifleri,kalın yazı dizileri ve tepeliği ile Yeşil Cami mihrabını
andırmaktadır.
Yeşil Türbe'de; 2007-2009 yıllarında Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Bursa
Valiliğince Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin (TOBB) mali desteğiyle büyük
restorasyon gerçekleştirilmiştir.
Yeşil Türbe’nin bir başka özelliği ise, ölümün yeşil ve serin çiniler arasında
sevgi denizine dönüşmesidir. Bursa’nın ufuklarında kutsal nurları toplayan
kubbe ve çinilerin etkisiyle insanı büyüleyen Yeşil türbe’nin rengi, eski Bursa
baharlarından süzülmüş bir özsu gibidir.
Ahmet Hamdi Tanpınar “Bursa’da Zaman” adlı şiirinde bu dizilerle duygularını
dile getirmiştir:
Yeşil Türbe’sini gezdik dün akşam
Duyduk musiki gibi zamandan
Çinilere sinmiş Kur’an sesini…