Aziziye
Camisinin yer aldığı mekân daha önceleri Bezirganlar Hanı Arsası olarak
bilinirdi. Yerindeki 1671-1676 yılları arasında IV. Mehmet’in kızlarından
Hatice Sultan’ın eşi Damat Mustafa Paşa tarafından yaptırılan ve altında
dükkanlar da bulunan Yüksek Cami denilen bir mabed vardı. Burada bulunan dini
yapı 1867 yılında, etrafındaki birçok dükkânlarla birlikte yanmış, 1875 yılında
Sultan Abdülaziz’in annesi Pertevniyal Hatun’un yardımı ile yeniden
barok-rokoko ve Osmanlı tarzı birleştirilerek inşa edilmiştir.
Aziziye Cami Konya merkezindedir.
Kesme Gödene Taşı ile yapılan mabed son Osmanlı mimarisinin en güzel
örneklerindendir. Türk Baroku üslubunda yapılan caminin altı mermer sütuna
oturan üç kubbeli son cemaat yerinin iki ucunda kaideleri şadırvanlı iki
minaresi dikkat çeker. Üzeri ferah kubbe ile örtülüdür. Aziziye Camii tamamen
kesme taştan yüksek bir bina olup harime merdivenle çıkılmaktadır. Camilerde
usulden olan avlusu yoktur. Şadırvanlar ise minare kürsülerine bitişiktir. Altı
sütunlu ve üç kubbeli son cemaat yerini takip eden harim kare bir plana göre
yapılmış olup büyük bir kubbe bu mekânı örtmektedir.
Aziziye
Camisinin iki yan duvarında beşer giriş bulunması Türk mimarisinde pek
rastlanmayan bir özelliktir. Kubbe kasnağının etrafında sıralanan sivri külâhlı
ağırlık kulecikleri ile dört köşede yükselen değişik biçimli ve başlı başına
bir mimariye sahip olan dört büyük ağırlık kulesi, Aziziye Camisine değişik bir
görünüm vermektedir. Yivli gövdeli çifte minare de nisbetleri ve şerefe
biçimleri bakımından Türk minarelerine göre değişiktir.
Yapının
her cephesinde yuvarlak kemerli büyük pencereler vardır. Minber ve mihrap
zengin süslemeli olarak bölgede göktaş adı verilen mavimtrak taştan
işlenmiştir. Mihrap ile kapıların üstünde çok güzel yazılar yer almaktadır.
Aziziye Camii, XIX. yüzyılda Türk mimarisine hâkim olan Avrupa sanat
akımlarının birkaçının karıştırılması suretiyle meydana getirilmiş, belirli bir
üslûbu olmayan ve cami mimarisinde bazı yenilikler deneyen değişik bir yapıdır.
Mimari Özellikleri Kaynak: Diyanet İslam Ansiklopedisi
Tarihi
eserleri bakımından Konya’ nın sembolü sayılan Mevlana Müzesi gelir.
Mimar Bedrettin Tebrizi tarafından yapılan ve Kubbe-i Hadra (En Yeşil Kubbe)
denilen 16 dilimli bu muhteşem abide firuze çinilerle kaplıdır ve bugünkü
görüntüsüne Cumhuriyet döneminde kavuşturulmuştur. Alâeddin Camisi, Sahip Ata
Külliyesi, Karatay Medresesi, İnce Minareli Medrese, Sırçalı Medrese Selçuklu
dönemi eserlerindendir. Selçuklu ve Beylikler dönemine ait pek çok cami, hamam,
çeşme, köprü, tekke, kervansaray, hastane, suyolu ve diğer altyapı
kuruluşlarına sahip bulunan Konya’ da Osmanlı dönemine ait eserlerin en
tanınmışı ise Sultan Selim ve Aziziye Camileridir.