BALIKLI GÖL

BALIKLI GÖL

Balıklıgöl – Aynzeliha ve Halil-Ür Rahman Gölleri Şanlıurfa şehir merkezinin güneybatısında yer alan ve İbrahim Peygamber’in ateşe atıldığında düştüğü yer olarak bilinen bir yer olup,  bu göller kutsal balıkları ve çevresindeki tarihi eserler ile Şanlıurfa’nın en çok ziyaretçi çeken yerlerindendir. Nemrut zulmü ile çevresine korku ve dehşet saçar. Bu dönemde din adamlarına bir gece gördüğü rüyayı yorumlatır. Doğacak çocuklardan birisi onu öldürecektir. Bunu duyan Nemrut o yıl doğacak bütün çocukların öldürülmesini emreder. 

İbrahim Peygamber’in annesi Sara Hatun kaçarak bir mağaraya gizlenir. Çocuğu bu mağarada doğurur, dallardan bir beşik yapar, çocuğu burada bırakıp tekrar döner. Çocuğu bir dişi ceylan emzirir. Aradan zaman geçer, askerler İbrahim Peygamber’i mağarada bulurlar. Nemrut’un huzuruna getirirler. Hiç çocuğu olmayan Nemrut ondan hoşlanır ve İbrahim Peygamber’i yanına alıp büyütür. Nemrut’un zulmü, haksızlığı ve putlara tapışı, halkında putlara tapmaya zorlanışını gören İbrahim Peygamber insanların kendi elleri ile yaptıkları bu putların Allah olmadığını söyler. Halka bu düşüncelerini anlatır. Halk korkudan ağzını açamaz. Nemrut’un evlat edindiği Zeliha ona inanır ama Nemrut’tan o da çok korkar. Hz.İbrahim ile Zeliha arasında bir sevgi bağı oluşur. Bir tören günü herkesin törene gittiği an Hz İbrahim sarayın putlar bölümüne girer. Bir baltayla bütün putları parçalar, baltayı da en büyük putun üstüne asar. Törenden dönenler endişeye kapılırlar. 

Nemrut’a haber verirler. Rahipler bunu Hz.İbrahim’in yapabileceğini öne sürer. Nemrut bir kurulla onu yargılar. Hz.İbrahim: “Görüyorsunuz ya işte balta büyük putun omuzunda. Balta kimdeyse bu işi o yapmıştır.” der. Öfkelenen Nemrut: “Bir taş parçası baltayı eline alıp bu işi nasıl yapar?” diye haykırınca Hz. İbrahim: “İşte benim anlatmak istediğim de budur. Siz kendi ellerinizle yaptığınız bu taş parçalarından medet umuyor, sizi kötülüklerden korumasını bekliyorsunuz. Tanrı diye ona tapıyor, adak adıyor, başınız daralınca ona koşuyorsunuz. Bu gerçekten tanrı ise neden diğerlerini kırmasın!” deyince şaşkınlık geçiren Nemrut ve çevresindekiler İbrahim’in üzerine yürürler. Nemrut, Hz.İbrahim’in yakılmasını emreder. Her taraftan toplanan odunlar Halil-ürrahman Gölü’nün bulunduğu yerde yığılır. Odunlarla kocaman bir dağ meydana getirilir. Nemrut’un kalesinin kuzeyinde iki büyük sütun yaptırılır. (Urfa Kalesi’ndeki sütunlar | Bir sütunu ancak 7 kisi sarabilir.) İbrahim Peygamber’in (AS) bu sütunlar arasına gerilerek halatla ateşe fırlatılması düşünülür. (Bu sütunlara mancınık denilmektedir.) 

Zeliha gece gündüz babasına yalvarır ama Nemrut’un yüreği yumuşamaz. İbrahim (AS) sütunlar arasına gerilen halattan ateşe fırlatılır. Odun yığınlarının ortasına düşer düşmez ateş yerine burası bir göl olur. Atılan odunlar balığa dönüşür. Hemen yanı başında küçük bir göl daha vardır. Balıklar yandıkları için üzerinde kara lekeler bulunur. Göle Halil-ürrahman Gölü adı verilir. Zeliha’nın göz yaşlarından oluşan küçük göle de Zeliha’nın göz yaşları anlamına gelen Aynızeliha adı verilmiştir. Halk inanışında göl veya göldeki balıklar kutsal sayılmaktadır. Bu balıklara dokunanların öleceği ya da başına bir bela geleceğine inanılır.