Nusrat'ın döşediği mayınlar 18 Mart 1915'te
Çanakkale harekatının kaderini değiştirmiş, ona "dünyanın en ünlü mayın gemisi"
unvanını kazandırmıştı. Nusrat'ın mayınları 639 kişilik mürettebatıyla Bouvet,
onun ardından Inflexible ve Bolva zırhlılarını sulara gömmüştü. İngiliz
Generali Oglander'in "Çanakkale-Gelibolu Askeri Harekatı" (Military
Operations Gallipoli, Official History of the Great War)adlı eserinin 1.
cildinden: "Pek uygun başlamış olan gün bu meçhul mayın hattının
olağanüstü ve ortalığı kırıp geçiren başarısı yüzünden, tam bir başarısızlıkla
sona erdi. Bu yirmi mayının seferin talihi üzerindeki etkisi ölçülemez."
Sir Ccolyen Corbet'in, "Deniz Harekatı" adlı eserinin ikinci
cildinden: "Felaketlerin hakiki sebebi keşif ve tayin olununcaya kadar çok
geçmedi. Gerçek şu idi ki, 8 Mart gecesinde Türkler, haberimiz olmadan Erenköy
Koyu'na paralel olarak 20 mayın dökmüşler ve keşif gemilerimiz, aramaları
esnasında bunlara rastlamamışlardı. Türkler bu mayınları özel amaçla manevra
sahamıza koymuşlar, gösterdiğimiz bütün ihtiyata rağmen baş döndürücü bir zafer
kazanmışlardır."
Bahriye Nazırı Winston Churchill 1930'da "Revue de Paris" dergisinde
olayı şöyle yorumlamıştır: "Birinci Dünya Harbinde bu kadar insanın
ölmesine, harbin ağır masraflara mal olmasına, denizlerde onca ticaret ve savaş
gemisinin batmasına başlıca neden, Türkler tarafından o gece atılan o incecik
çelik halat ucunda sallanan yirmi demir kaptır." Mersin'den Tarsus'a 3
parçaya ayrılarak TIR ile getirilmiş olup, 27 km'lik yol 4.5 saat sürmüştür.
Nusrat kendisi için yapılan Çanakkale parkına demirledikten sonra 8 kişilik
heyet Çanakkale'deki maketini inceleyip tüm kaynakları araştırmış sonucunda
orijinale en yakın haline getirilmiştir.