Volkanik
bir kaya kütlesi olan ve 226 m yükseklikteki kale, M.Ö.1350 yıllarında Hitit
İmparatoru II.Murşil zamanında, Arzava seferinde müstahkem mevkii olarak
kullanılmış ve Hapanuva adını almıştır. Daha sonra Bizans ve Selçuklular
zamanında da önemli çarpışmalara sahne olmuştur. Kale zirvesinde M.Ö.1200-700
tarihleri arasında Anadolu’da yaşamış olan Frigler dönemine ait kültür izlerine
rastlanmakta olup, Ana Tanrıça Kübele’ye adanmış birçok tapınma yerleri ile 4
adet büyük sarnıç (su çukurları) bulunmaktadır. Surları Seçuklu Sultanı
Alâaddin Keykubat zamanında kale dizdarı olan mimar Bedrettin Gevhertaş
tarafından 1235 yılında onarılmış, ayrıca kaleye küçük bir mescit ile yanına
saray yaptırılmıştır. 1573’te Osmanlı Sultanı II.Selim’in emri ile Mahmut Bey
tarafından burçları, sarnıçları ve kulesi tekrar onarılmıştır.